Bir planlamacı için Kanban ne anlama geliyor?

Kanban’ın devreye alınmasıyla Kanban döngüsüne giren parçaların MRP kapsamından çıkarılması gerekiyor. İlerki aşamalarda örneğin parçaların (item) %80’i Kanban kapsamına girmişse, MRP sadece kalan %20’ye giren parçalar için çalışacak demektir. Tüm parçalar Kanban ile yönetilmeye bağladığında MRP ile vedalaşabilirsiniz. (İstisnaları için “Kanban ile ERP’siz yaşam mümkün müdür?” adlı yazıya bakabilirsiniz.)

https://pixabay.com/en/concept-man-papers-person-plan-1868728/

Üretim dikensiz gül bahçesi değildir. Her sistem için geçerli olduğu gibi Kanban’ın da yönetilmeye ihtiyacı vardır. Kanban kartı sayısının yönetilmesi ve üretimin doğru şekilde seviyelendirilmesi için titiz ve yoğun çalışma yapılması gerekir, özellikle Kanban’ın ilk evrelerinde.

Yalın üretin aracı olarak Kanban sadece üretimcileri ve kalitecileri değil planlamacıları da sahaya çağırır. Planlamacılar Kanban’ın sağlıklı çalıştığından emin olmak ve sürekliliğini sağlamak için vakitlerinin çoğunu sahada geçirmelidir.

Daha önemlisi yıllardır acısıyla tatlısıyla MRP sistemi ile yaşadıktan sonra şimdi MRP’nin pasifize edildiği bambaşka bir sisteme evrilmenin yaratacağı şok dalgalarıyla, yani değişime gösterilen direnç ile baş edebilmektir.

“Değişime direnç” gösterenlere eleştirel yaklaşan klişelere itibar etmiyorum. Her değişim önerisi desteklenecektir diye bir kural yok. Değişime direnç göstermek yerine göre gerekli ve haklı olabilir. Önemli olan “verilerle” konuşabilmektir, “duygularla” veya “inançlarla” değil.

Yani kanban’a karşı iseniz itirazınızı veriler ve örneklerle yapmalısınız. Hiçbir açıklama getirmeden “çalışacağına inanmıyorum” demek verilerle konuşmadığınız, adı üstünce inanç ve duygularınızla konuştuğunuz anlamına gelir.

🙂

 

Kanban gelecek stoksuz çalışacağız öyle mi? Olacak iş değil!

Stoksuz çalışmanız mümkün değildir. Elbette Kanban ile de stoklu çalışacaksınız.

“Tek parça akışı” veya “sıfır stok” denen şeyler teorik hedeflerdir. “Ulaşılsın” diye değil, “hep oraya bakılsın, unutulmasın, rotamızı şaşırmayalım” diye konmuş hedeflerdir. Bu hedeflere yaklaşmak için sürekli çaba gösterilir fakat “işte sonunda ulaştım” diyebileceğiniz bir nokta yoktur.

Neticeten, Kanban’da da stok oluşur. Fakat MRP kontrolsüz stok oluştururken Kanban pratikte çok kolay yönetilebilir ve kontrol edilebilir stok oluşturur. Teorik olarak MRP’de aynı şeyi söylüyor olabilir. Fakat pratikte MRP ile stoklarını istediği şekilde kontrol altına alabilen ve hatta stoklarını doğru izleyebilen firma sayısı çok fazla değildir.

Başka bir deyişle stok kontrolü konusunda MRP de harcadığınız emek, zaman ve stresi Kanban’la karşılaştırırsanız Kanban’ın doğru çözüm olduğunu hemen görebilirsiniz.

ford

Bakın Toyota Yönetim Sistemi mimarlarında Eiji Toyoda ve deha mühendis Taiichi Ohno 1950’de Ford Motor’u inceledikten sonra itme sistemi hakkında ne gibi bir yorumda bulunuyor:

“Kitle üretim sistemi, esneklikten yoksundur, katı bir hiyerarşiye dayanmaktadır ve verimsizdir”

Yıl 1950,

🙂

 

Kanban ile MRP’siz yaşam mümkün müdür?

Evet, imkân dâhilindedir.  Tabii genişliği ve derinliği size kalmış.

Bu durumda MRP çalıştırmanıza imalat ve tedarikçiler için iş emirleri hazırlamanıza gerek yok; en azından Kanban’la yönetilen ham madde ve yarı mamuller için.

Yine de bazı durumlarda MRP sistemini de yönetmeniz gerekiyor olabilir. Mesela:

  • “Çekme” operasyonunu tetiklemek ve seviyelendirmek için depoya sevkiyat emri üretmek isteyebilirsiniz.
  • Kapasite planlaması yapmak isteyebilirsiniz
  • Malzeme için uzun dönemde farklı ihtiyaç planlaması yapmak isteyebilirsiniz
  • İşletmenizde belirli operasyonlar Kanban döngüsüyle çalışıyorken takip eden operasyonlar hâlen itme ile çalışıyor olabilirpixabay_free_hand-565588_640

Burada can alıcı nokta şu: Kanban’a geçtiğiniz oranda MRP ve “itme”nin sebep olduğu hantallıktan ve yönetim zorluğundan kurtulursunuz. MRP sorunları ile her gün boğuşmaktansa Kanban tasarlarken bir defa yorulmak, sonra sadece işler yolunda mı diye sahayı check etmek daha iyidir.

Not: “check etmek” yerine uygun Türkçe kelime bulamıyorum. “Kontrol etmek” değil, “denetlemek” de değil. “Doğru olup olmadığını kontrol etmek” daha uygun gibi ama o da çok uzun. Neyse, anlaşılıyorsa mesele yok.

🙂