Siparişe göre üretim yapıyor olmak Kanban kullanımına engel midir?

Öncelikle Kanban uygulamasını neden tercih ettiğimizi hatırlayalım: Değer akış haritası çalışmalarının çoğu, ortaya çıkan gelecek durum haritasında stok devir süresini düşürmek ve stok seviyelerini azaltmak için “itme” yerine “çekme” yani Kanban sistemini önerir.

İstenen katma değerin sağlanması için değer akış haritası ve neticesinde Kanban çalışması yüksek hacimli bir ürün grubu için yapılır.

ships

Seçilen ürün grubunun sipariş üzerine imal ediliyor olması Kanban uygulamasının tercih edilmesi konusunda belirleyici değildir. Belirleyici olan siparişin yüksek hacimli olmasıdır. Yani sipariş aldığınız ürün grubu (ürün değil ürün grubu) için üretim haftalar hatta aylar sürüyorsa Kanban elbette gelecek durum haritasında hedeflenen katma değeri sağlayacaktır.

Fabrikalar için sipariş usulü çalışıyor olmanın sebebi, ürünlerindeki bazı alternatifli özelliklerin her siparişte değişebiliyor olmasıdır. Örneğin farklı voltaj değerleri (110 Volt, 220 Volt gibi), farklı renkleri, hatta üzerinde farklı lisanda uyarı yazı alternatifleri olan bir ütü için, tüm detayları içeren müşteri siparişi alınmadan üretim yapılması tercih edilmez.

Oysa farklı alternatifleri olsa da ütünün birçok parçası (tutamak gibi) ortaktır. Ayrıca, ortak olmayan parçaların arasında birçok parçanın kullanımı diğerine göre daha fazladır. Örneğin 220 V ütü satışları 110 V ütülere göre 20 kat fazla olabilir. Bu gibi ortak veya çok kullanılan yarı mamul parçaları için Kanban kullanımı elbette uygundur.

Az kullanılan parçaların da Kanban ile yönetilmesi mümkündür. 110 Volt ütü siparişi gerçekten azsa, sipariş olmadığında 110 V ütü rezistansını için Kanban kartı sayısını çok az tutabilirsiniz. Hatta politika olarak 110 V için sipariş ile üretim arasında uzun bir süre koymayı kabul ediyorsanız Kanban kartı sayısını sıfırlayabilirsiniz.

Uzun bir beklemeden sonra yüklü bir 110 V siparişi alacak olursanız Kanban kartı sayılarını dönemsel olarak çoğaltıp üretimi yönetebilirsiniz.

Neticede, az kullanılan egzotik yarı mamullerin çekme veya itme ile yönetilmesi, büyük resim için çok önemli olmayan, firmaya özgü bir tercihtir. Bu tercihin, değer akış haritası iyileştirme hedefinizde belirleyici ve etkileyici olması mümkün değildir (çünkü kullanım hacmi düşüktür).

Sipariş usulü çalışmada Kanban kullanımında problem yoktur. Bu konu egzotik yarı mamuller için Kanban tercih edilmesi veya edilmemesi kararı ile karıştırılmamalıdır.

🙂

 

Elektronik Kanban – Kartlı Kanban Karşılaştırması

Kartlı Kanban sunduğu kullanım kolaylığının yanında yönetilmesi gereken 2 konuyu beraberinde getirir.

Birincisi Kanban kartının kaybolma riskidir. Kanban kartları kurulan döngüye göre farklı noktalarda bulunabilir. Örneğin bir kısmı depoda, bir kısmı üretimde, tedarikçide veya yolda olabilir.

Kanban döngülerinin sayısı arttıkça kartların kaybolup kaybolmadığından emin olmak zorlaşır. Kanban kartının kaybolması yöneticilerin kontrolü dışında ilgili parçanın stoğunun azalması anlamına gelir. Bu durum elbette stoksuz kalma riskini beraberinde getirir.

kum-saati

Elektronik Kanban sistemlerinde bir kartın kaybolduğu kısa zamanda tespit edilebilir. Basit bir ilk giren ilk çıkar uygulaması ile belirli bir süre bulunduğu konumu değiştirmeyen Kanban kartının kaybolduğundan şüphe edilir ve ilgili lokasyon kontrol edilir.

Kanban sistemlerinde yönetilmesi gereken belki en önemli konu kart sayısıdır. Kart sayısı çok düşük tutulursa stoksuz kalma riski ile karşı karşıya kalınır. Kart sayısı çok ise aşırı stok oluşturulur ki biz Kanban’ı zaten stoklarımızı makul seviyede tutmak için yapıyoruz.

Kartlı Kanban’da düzenli aralıklarla kart sayıları kontrol edilmelidir. Kart sayıları sık sık riskli seviyenin altına düşüyorsa kart ilave edilmelidir. Kart sayıları yani stok seviyeleri her zaman ihtiyaçtan fazla ise kart eksilterek aşırı stok azaltılmalıdır.

Elektronik Kanban sistemlerinde kart sayıları geriye dönük olarak anlık raporlanabilir. Böylece riskli seviyede düşük stoklar ve gereksiz yere yüksek olan stoklar anlık izlenebilir. Böylece Kanban sisteminin yaratacağı potansiyel problemler oluşmadan engellenir ve stok optimizasyonu sağlanır.

🙂

 

Mavi yakaların Yalın Projelerdeki Yeri

Yaşadığımız muhitte tramvay çalışmaları yapılıyor. Anladığım kadarıyla belediye “yeni yıldan önce deneme sürüşleri yapılacak” diye hırs yaptı. 2016’nın son günlerinde hummalı bir çalışma başladı.

Araba ile tramvay yolunun yanından geçerken bu deneme sürüşlerinin birine şahit oldum. Yaklaşık 3 otobüs uzunluğundaki, modern ve şık görünümlü bir tramvay neredeyse yürüme hızıyla yavaş yavaş yol alıyordu.

Bizi ne motive eder?
Bizi ne motive eder?

 

Ben araba ile tramvayın yanından geçerek ilerledim. Yaklaşık 400 metre ötede tramvay durağının olduğu yere geldim. Tramvay çok yavaş gittiği için epey geride kaldı. Durağın olduğu noktada 8 – 10 işçi ellerinde fırça ile rayların arasına girmiş toz toprağı temizliyordu.

İşçiler birden tramvayın kendilerine doğru geldiğini fark ettiler. Bu esnada işçilerin heyecanı görülmeye değerdi. Hemen hepsi yüzlerinde büyük bir mutlulukla yaklaşmakta olan tramvayı da kare içine alacak şekilde selfi çekmeye başladı. İnanın proje baş mimarı kadar heyecanlı ve gururluydular o an için.

Yalın projelerinizde mavi yakalıları takım içine sokmayı atlamayın. Siz istediğiniz çalışmayı yapın, sonuç olarak ürün üzerindeki vidayı sıkan, uygun kaynak işlemini yapan onlardır. Onlar elbette kaliteli iş yapmanızı sağlayan önemli elementlerden biridir. Ve tıpkı tramvay işçilerinde olduğu gibi onları motive etmek, yaptıkları işlerle gurur duymalarını sağlamak hiç de zor değildir.

🙂

 

2 kutu sistemi (2 bin system) nedir?

Kanban sisteminin en basit formudur diyebiliriz. Bir örnekle nasıl çalıştığını açıklayalım:

Diyelim ki bir hastanede sarf malzeme depo yöneticisiniz. Müdürünüz sizden çok anlaşılır bir şey istiyor: a) hastaneyi stoksuz bırakma, b) aşırı stokla çalışma, çünkü stok paradır.

pills

Geleneksel yöntemde, bir stok takip programı kullanmanız ve stok seviyesi azaldıkça ilgili malzemeler için sipariş vermeniz gerekir. Bu arada birçok problemle baş etmeye çalışırsınız: Sistemdeki stoklarla gerçek stoklar arasında uyuşmazlık olur, malzeme giriş ve çıkış kayıtlarını önce bir forma sonra sisteme girmeniz gerekir, malzeme bitme endişesiyle aşırı stok yaparsınız, bir grup malzemenin son kullanma tarihinin geçtiğini fark edersiniz, vesaire, vesaire.

2 kutu sistemi son derece basit, yalın ve neredeyse bilgisayar gerektirmeyen ve kusursuz çalışan bir sistemdir.

2 kutu sistemi için önce tüm sarf malzemeleriniz için günlük tüketim miktarını ve tedarik süresini hesaplarsınız. Her bir sarfı 2 kutuya koyacağınızı düşünerek her bir kutu içinde yer alacak sarf malzemesi sayısını hesaplarsınız.

Örneğin, bir ön çalışma ile “şırınga seti” için şuna benzer bir veriye ulaşırsınız. “2 kutunun her birine 30 adet şırınga seti koyarsam, (toplam 60 şırınga) şırınga stoğu hiç bitmeden ve aşırı stok yapmadan hastanenin ihtiyacını karşılayabilirim”. Tabii ki her biri 30 şırınga seti alacak 2 kutunun fiziksel boyutlarını belirleyip bu kutuları temin etmeniz gerekir: ne çok küçük ne de gereksiz yere büyük.

Sonrasında yapmanız gereken şey depoda bir raf sistemi yapmak, şırınga kutularının duracağı gözü belirlemek ve her birinde 30 adet şırınga bulunan 2 kutuyu ilgili göze arka arkaya koymaktır. İlgili bölümler sizden şırınga istedikçe ( 3 adet, 5 adet gibi) öndeki kutudan alıp verebilirsiniz.

Öndeki kutu bitince bu kutuyu yerinden çıkarırsınız. Böylece arkadaki dolu şırınga kutusu öne kayar (raflar öne doğru hafif eğimli olmalıdır). Elinizdeki boş kutu ise en üst rafa konur. En üst rafta sarf malzemesi yoktur sadece boş kutuların konması için tahsis edilmiştir.

Önceden tespit ettiğiniz belirli aralıklarla (örneğin 2 saatte 1 gibi) bir görevli depoyu ziyaret eder ve sadece en üst raflardaki boş kutuları inceler. Boş kutuların üzerindeki etiket bilgilerini kaydeder veya tercihan kutu üzerindeki barkodu okutarak 30 adet şırınga talebinin şırınga tedarikçisine otomatik gönderilmesini sağlar.

Tedarikçi 30 adet şırıngayı hastane deposuna gönderdiğinde şırıngalar boş şırınga kutusunun içine konur ve dolu kutu şırıngaların durduğu göze, öndeki kutunun arkasına konur. Öndeki kutu boşaldığında üstteki döngü tekrar eder. Mevcut şırınga stoğu asla 60’dan daha fazla olamaz.

Tabii şırınga dışındaki diğer sarflar da benzer bir sistemle çalışır. Malzemeler tüketildikçe tedarikçiye otomatik sipariş gönderilir.

“Ne kadar stok kalmış, kritik stok seviyesinin altında mıyım” gibi karmaşık tedarik yazılımlarına gerek yok, malzeme tüketildikçe kendi kendine çalışan hem basit, hem etkin, harika bir sistem.

Çalışır mı? Çalışır, hem de şiir gibi!

🙂

 

Madem Kanban uygun bir araç, neden yaygın kullanımı yok?

Kanban yalın üretim araçlarından biridir. Yalın yaşayabilmek için 3 ön şart ortaya koyar.

  • Uzun dönemli strateji, kararlılık ve sabır gösteren üst yönetim
  • Problemleri gün yüzüne çıkaran bir üretim sistemleri
  • Problem çözmeye istekli ve yetenekli insanlar yetiştiren bir kültür ve sistem

Bu üçlü saç ayağı olmadan Kanban uygulamaları çok uzun ömürlü olmayacaktır. Özellikle ilk madde hayatidir.

“Bekâra karı boşamak kolay” derler. Sanayicilerimizin içinde bulundukları zorlukların farkındayım. Artan rekabet ortamı, sonu gelmez müşteri talepleri, sınırlı kâr marjları sanayicileri çok yıpratıyor.

mind

Tıpkı hayati tehlike altındayken savaşmak veya kaçmaktan başka bir şey düşünemeyen bir canlı gibi sanayicilerimiz de böylesi yüksek stresli bir ortamda uzun dönemli kararlılık gerektiren ileri üretim tekniklerine konsantre olmakta zorlanıyor

Öte yandan üretimde sınıf atlamanın yolu Yalın ve Kanban gibi uygulamalardan geçiyor. Bu uygulamalarda yol alan firmalarda inanılmaz verim artışlarına şahit oluyoruz. Bu durum da bir realite olarak sanayicilerimizin karşısında duruyor.

🙂

 

Bir planlamacı için Kanban ne anlama geliyor?

Kanban’ın devreye alınmasıyla Kanban döngüsüne giren parçaların MRP kapsamından çıkarılması gerekiyor. İlerki aşamalarda örneğin parçaların (item) %80’i Kanban kapsamına girmişse, MRP sadece kalan %20’ye giren parçalar için çalışacak demektir. Tüm parçalar Kanban ile yönetilmeye bağladığında MRP ile vedalaşabilirsiniz. (İstisnaları için “Kanban ile ERP’siz yaşam mümkün müdür?” adlı yazıya bakabilirsiniz.)

https://pixabay.com/en/concept-man-papers-person-plan-1868728/

Üretim dikensiz gül bahçesi değildir. Her sistem için geçerli olduğu gibi Kanban’ın da yönetilmeye ihtiyacı vardır. Kanban kartı sayısının yönetilmesi ve üretimin doğru şekilde seviyelendirilmesi için titiz ve yoğun çalışma yapılması gerekir, özellikle Kanban’ın ilk evrelerinde.

Yalın üretin aracı olarak Kanban sadece üretimcileri ve kalitecileri değil planlamacıları da sahaya çağırır. Planlamacılar Kanban’ın sağlıklı çalıştığından emin olmak ve sürekliliğini sağlamak için vakitlerinin çoğunu sahada geçirmelidir.

Daha önemlisi yıllardır acısıyla tatlısıyla MRP sistemi ile yaşadıktan sonra şimdi MRP’nin pasifize edildiği bambaşka bir sisteme evrilmenin yaratacağı şok dalgalarıyla, yani değişime gösterilen direnç ile baş edebilmektir.

“Değişime direnç” gösterenlere eleştirel yaklaşan klişelere itibar etmiyorum. Her değişim önerisi desteklenecektir diye bir kural yok. Değişime direnç göstermek yerine göre gerekli ve haklı olabilir. Önemli olan “verilerle” konuşabilmektir, “duygularla” veya “inançlarla” değil.

Yani kanban’a karşı iseniz itirazınızı veriler ve örneklerle yapmalısınız. Hiçbir açıklama getirmeden “çalışacağına inanmıyorum” demek verilerle konuşmadığınız, adı üstünce inanç ve duygularınızla konuştuğunuz anlamına gelir.

🙂

 

Kanban gelecek stoksuz çalışacağız öyle mi? Olacak iş değil!

Stoksuz çalışmanız mümkün değildir. Elbette Kanban ile de stoklu çalışacaksınız.

“Tek parça akışı” veya “sıfır stok” denen şeyler teorik hedeflerdir. “Ulaşılsın” diye değil, “hep oraya bakılsın, unutulmasın, rotamızı şaşırmayalım” diye konmuş hedeflerdir. Bu hedeflere yaklaşmak için sürekli çaba gösterilir fakat “işte sonunda ulaştım” diyebileceğiniz bir nokta yoktur.

Neticeten, Kanban’da da stok oluşur. Fakat MRP kontrolsüz stok oluştururken Kanban pratikte çok kolay yönetilebilir ve kontrol edilebilir stok oluşturur. Teorik olarak MRP’de aynı şeyi söylüyor olabilir. Fakat pratikte MRP ile stoklarını istediği şekilde kontrol altına alabilen ve hatta stoklarını doğru izleyebilen firma sayısı çok fazla değildir.

Başka bir deyişle stok kontrolü konusunda MRP de harcadığınız emek, zaman ve stresi Kanban’la karşılaştırırsanız Kanban’ın doğru çözüm olduğunu hemen görebilirsiniz.

ford

Bakın Toyota Yönetim Sistemi mimarlarında Eiji Toyoda ve deha mühendis Taiichi Ohno 1950’de Ford Motor’u inceledikten sonra itme sistemi hakkında ne gibi bir yorumda bulunuyor:

“Kitle üretim sistemi, esneklikten yoksundur, katı bir hiyerarşiye dayanmaktadır ve verimsizdir”

Yıl 1950,

🙂

 

Kanban ile MRP’siz yaşam mümkün müdür?

Evet, imkân dâhilindedir.  Tabii genişliği ve derinliği size kalmış.

Bu durumda MRP çalıştırmanıza imalat ve tedarikçiler için iş emirleri hazırlamanıza gerek yok; en azından Kanban’la yönetilen ham madde ve yarı mamuller için.

Yine de bazı durumlarda MRP sistemini de yönetmeniz gerekiyor olabilir. Mesela:

  • “Çekme” operasyonunu tetiklemek ve seviyelendirmek için depoya sevkiyat emri üretmek isteyebilirsiniz.
  • Kapasite planlaması yapmak isteyebilirsiniz
  • Malzeme için uzun dönemde farklı ihtiyaç planlaması yapmak isteyebilirsiniz
  • İşletmenizde belirli operasyonlar Kanban döngüsüyle çalışıyorken takip eden operasyonlar hâlen itme ile çalışıyor olabilirpixabay_free_hand-565588_640

Burada can alıcı nokta şu: Kanban’a geçtiğiniz oranda MRP ve “itme”nin sebep olduğu hantallıktan ve yönetim zorluğundan kurtulursunuz. MRP sorunları ile her gün boğuşmaktansa Kanban tasarlarken bir defa yorulmak, sonra sadece işler yolunda mı diye sahayı check etmek daha iyidir.

Not: “check etmek” yerine uygun Türkçe kelime bulamıyorum. “Kontrol etmek” değil, “denetlemek” de değil. “Doğru olup olmadığını kontrol etmek” daha uygun gibi ama o da çok uzun. Neyse, anlaşılıyorsa mesele yok.

🙂

 

Doğru çözümü arayanın yolu Kanban’la kesişir

nasreddin_wikimedia_commons

Nasrettin Hoca’nın pek bilinmeyen ama benim çok sevdiğim bir fıkrası var.

Hoca yerde bir şeyler arayarak dolaşıyormuş.

Etrafta görenler sormuşlar, “Hoca, hayırdır bir şey mi kaybettin?”.

“Evet” demiş Hoca “yüzüğümü kaybettim onu arıyorum”. 

Yardım etme refleksiyle yine sormuşlar, “peki nerede kaybettin Hoca?”

“Aha, ta şuradaki samanlıkta” demiş Hoca.

“Yahu Hoca” demişler, “madem samanlıkta kaybettin niye burada dışarda arıyorsun?”

“Doğru haklısınız ama..” demiş Hoca “samanlık çok karanlık ya, işte o yüzden…”

Yalın ve Kanban’ın gücünden az çok haberdar oldukları hâlde, gerekli adımları atmakta çekingen davrananları görünce bazen aklıma Nasrettin Hoca’nın bu fıkrası geliyor.

Oysa Kanban’ı arayıp bulacağınız yer Nasreddin Hoca’nın samanlığı gibi karanlık da değil. Sadece doğru bakış açısını yakalamanız gerekiyor.

🙂

Bana her şey Kanban’ı hatırlatıyor

Bildiğiniz gibi “Yalın” 7 israfın elimine edilmesine odaklanır. 7 israfı tekrar hatırlayalım:

  • Stoklar
  • Fazla üretim
  • Taşımalar
  • Beklemeler
  • Hatalı üretim
  • Gereksiz prosesler
  • Gereksiz insan hareketleri

pixabay_free-304983_640

Değer akış analizi (VSM) çalışması bu israfların en aza indirilmesi için önce mevcut durumun fotoğrafını çeker. Ardından da olması gereken durumu belirlenir, yani gelecek durum haritası çıkarılır.

Gelecek durum haritalarının neredeyse tamamı Kanban’ı işaret eder. Zira 7 başlı israf canavarının en korkuncu olan stok ve fazla üretim belasıyla baş etmenin tavsiye edilen yegane yolu Kanban’dır.

Kanban’dan korkmayın. “İtme” sistemi bağımlılığından kurtulun.

“İtme” sistemi dostunuz değildir.

🙂